Amerikan Başkanı’nın Beyaz Saray’a dönüşünden bu yana, hükümet pek çok araştırma programına finansman kesme kararı aldı. Bu projelerin ilerici görüşler benimsemesi ve bu nedenle siyasi çizgiyle uyuşmaması, kararın temelini oluşturuyor. Türkiye’de de benzer şekilde, hükümetler bilimsel araştırmalara farklı yaklaşımlarla yaklaşmakta ve zaman zaman finansman politikalarını gözden geçirmektedir. Ancak ABD’deki gibi geniş çaplı ve ideolojik temelli bir kısıtlama durumu, bu alanda tartışma konusu olmaya devam ediyor.
Vera Kuklina isimli jeografya uzmanı, yaşadığı hayal kırıklığını gizleyemiyor. Kendisi, iklim ve yerel halklar üzerine yaptığı araştırmalarla tanınıyor. Ancak, gelen kötü haber onu oldukça sarsmış durumda. Kuklina, yeni aldığı mesajla, Amerika Birleşik Devletleri’nde pek çok bilim insanının korktuğu olay gerçekleşmiş: Bursu tamamen iptal edilmiş. Bu durumu anlatırken, “Şok oldum ve geleceğim hakkında endişeliyim. Araştırmalarım neredeyse %100 devlet fonlarına bağlıydı,” diye belirtiyor.
Kuklina’nın önümüzdeki haftalarda Arktik bölgesine gitmesi planlanıyordu. Özellikle yerli halkların yaşam ve uyum stratejileri üzerine çalışacaktı. Ancak, bu araştırma konusu da Donald Trump yönetimi tarafından finans açısından engellenmiş durumda. ABD’de iktidarda bulunan yeni yönetim, bilim ve eğitim alanlarında bazı projeleri ideolojik çizgiyi gözeterek yeniden değerlendirmeye aldı.
Donald Trump’ın Beyaz Saray’a dönüşü sonrası, üniversite ve araştırma kurumlarına karşı bir tür “küresel savaş” başlatıldı. Bu savaşta, özellikle iklim değişikliği, HIV/AIDS araştırmaları ve tarihsel ırk ayrımcılığı konularındaki çalışmalar hedef alınmış görünüyor. Trump ve destekçileri, bu araştırmaların toplumda “aşırı ilerici” ideolojiyi teşvik ettiğine inanıyor ve bu görüşlerle mücadele etmeyi amaçlıyor.
Bu kapsamda, kamu kaynaklarıyla yürütülen bilimsel çalışmalar dikkatle inceleniyor ve destekleri azaltılıyor. Türkiye’de de zaman zaman hükümetlerin belirli araştırma alanlarını sınırlandırdığı veya desteklerini çektiği görülüyor, ancak ABD’deki bu net ve ideolojik kararlar, özellikle genç araştırmacılar ve akademisyenler arasında kaygı yaratmaya devam ediyor.
Yapılan açıklamalarda, Trump yönetiminin, öncelikle iklim ve sağlık alanındaki çalışmalarda çıkan fikir ayrılıkları üzerine sert adımlar attığı görülüyor. Bu durum, hem uluslararası hem de ulusal çapta bilim camiasında yankı buluyor. Öte yandan, birçok uzman, bu tür politikalara karşı çıkıyor ve alternatif finansman kaynakları arayışına giriyor.
Ayrıca, bu gelişmelerin, uluslararası işbirliğini de olumsuz etkileyebileceği endişeleri dile getiriliyor. Türkiye’nin de içinde bulunduğu birçok ülke, bilimsel özgürlüklerin ve araştırma fonlarının güvenliği konusunda daha dikkatli olmaya yöneliyor. Ancak, ABD’deki bu tutum, özellikle genç araştırmacılar ve akademik çevreler arasında ciddi bir kaygı oluşturuyor.
Kısacası, Amerika’nın yeni dönem araştırma politikası, yalnızca ulusal değil, küresel anlamda da bilim dünyasının geleceğine dair önemli soruları gündeme getiriyor. Bilim ve araştırma alanında özgürlüklerin korunması, ilerici ve doğru bilimin desteklenmesi, uluslararası toplumun ortak öncelikleri arasında yer almaya devam edecek gibi görünüyor.





