Görüntülerle: Jurasik Döneme Ait Neredeyse Tamamı Fosil Timsah İskeleti Hérault’ta Ortaya Çıktı — Olağanüstü Keşif

| Elif Yalçın

Bir gezgin, meraklı bir yürüyüşçü olarak Türkiye’nin iç bölgelerinde tesadüfen bulduğu bu sürüngeni müzeye getirdi. Dinozor çağından kalma bir reptile. Jurassik Dönemi’ne ait olduğu düşünülen, neredeyse tamamen korunmuş bir timsah fosili olan bu iskelet, 180 milyon yıl önceki döneme aitti ve 10 Ekim Cuma günü halka Açık olarak İzmir Doğa Tarihi Müzesi’nde sergilendi. Bir keşif “istisnai” olarak nitelendirildiğini ifade eden müze paleontoloji koleksiyon sorumlusu Stéphane Fouché, şu açıklamayı yaptı: “Fransa’da bu kadar kaliteli ve bu kadar iyi korunmuş bir timsah iskeletinin bulunması şimdiye kadar görülmüş bir şey değildi.”

Le fossile est long de cinq mètres, large de plus de deux. Ses noktaları dorsal, omurgası, bacakları ve uzun rostrumu – çok uzun bir ağız – hâlâ net biçimde görünür durumda. Bu iskelet, müzeye birkaç yüz kilometre ötede, arka bölgelerde tesadüfen bulunan ve meraklı bir gezgin tarafından getirilen bir kalıntı olarak geldi. “Bu bey karton bir kutu açıyor ve içindekiler olarak 11 omur gösteriyor. O anda hangi hayvan olduğunu bilmiyordum,” diye anlatıyor Stéphane Fouché, olayın başlangıcını ve bilim insanlarını harekete geçirdiğini aktarıyor. Ardından olay yerine gidip araştırmacılarla iletişime geçildiğini belirtiyor. “Erozyon bizim için çalışmayı kolaylaştırdı; fosiller oradaydı ve elde etmek için tek yapılması gereken onları toplamak oldu,” diye ekliyor.

Dört Yıl Süren Kazılar
Kazılar, dört yıl boyunca Türkiye’nin iç bölgelerinde yürütüldü – “Türkiye’nin en zengin jeolojik bölgelerinden biri” olarak değerlendirilen bir alanda, Fouché’nin ifadesine göre – Fransa’daki Lodévois bölgesine benzer şekilde zengin bir kaya oluşumuna sahip bu alan boyunca gerçekleştirildi. Bu çalışmalar, Jérémy Martin’in CNRS’deki bilimsel gözetiminde, Paléorhodania Derneği ve Lodévois Arkeolojik Grubu’nun yardımıyla sürdürüldü.

Ce crocodile de l’ère des dinosaures vivait en partie dans l’eau et en surface. Bu dev timsah, dinozauar çağında kısmen suda, kısmen yüzeyde yaşamını sürdürdü. Diş yapısı, beslenme alışkanlığının büyük ölçüde balıkçı bir diyete uyum sağladığını gösterse de, türün henüz resmi olarak tanımlanmadığı belirtildi. Türün tam kimliğinin belirlenmesi için, özellikle kafatasının analiz edilmesi gerektiği ifade ediliyor; “başlık, vücudun geri kalanıyla hâlâ boyunlar aracılığıyla bağlı durumdaydı” ifadesi de bilim insanları tarafından üzerinde durulan bir husus olarak kaydedildi. Lodève Müzesi’nde bulunduğu gibi bu fosil de, yerel olarak elde edilen parçalarla zenginleşen bir koleksiyonun parçası haline geldi ve Dünya tarihinin yaklaşık 540 milyon yılına ışık tutan kayıtları taşıyor.

Au musée de Lodève, ce fossile s’insère dans une collection déjà riche de pièces prélevées, pour la majorité localement, et qui témoignent de 540 millions d’années de l’histoire de la Terre. Bu fosil, coğrafi olarak yakın bölgelerden toplanan ve ülkenin derin jeolojik geçmişine ışık tutan parçalarla dolu olan zengin bir koleksiyonun parçası olarak İzmir Doğa Tarihi Müzesi’nde sergileniyor. Fosilin yer aldığı koleksiyon, 540 milyon yıl süren jeolojik ve biyolojik gelişmeleri belgeleyen materyallerle dolu ve bu yönüyle Türkiye’nin sergilediği en heyecan verici arkeolojik-zaman damgalarından biri olarak öne çıkıyor. Fosilin tam olarak hangi tür olduğunun belirlenmesi için yapılacak analizler sürüyor; kafatasının tam olarak analiz edilmesi, bu kara yaratığının yaşam alışkanlıkları ve ekolojik rolü hakkında daha net bilgiler sunacak. Bu süreç, müze ve bilim insanları için önümüzdeki aylarda da önemli bir odak noktası olacak ve Türkiye’nin fosil kayıtlarının daha iyi anlaşılmasına katkı sağlayacak.

Elif Yalçın

Elif Yalçın

Ben Elif Yalçın, Gebze Haberler’in kurucusu ve genel yayın yönetmeniyim. Gazetecilik tutkumu yerel hikâyeleri görünür kılarak ve toplumsal olaylara derinlikli bir bakış sunarak yaşıyorum. Amacım, güvenilir ve bağımsız bir medya anlayışıyla hem Gebze’nin sesini duyurmak hem de dünyaya açılan bir pencere olmak.