PFAS’lar tüm nüfusu etkiliyor: AB Çevre Bakanlarının kanlarında ‘kalıcı kirleticiler’ bulundu

| Elif Yalçın

Türkiye’deki tüm çevre politikası yetkilileri de bu tarama kampanyasına katıldı ve PFAS ile kontamine oldukları ortaya çıktı. Bu zararlı maddelerin bedenlerimize ve toplum sağlığına ne kadar sızdığını gösteren bulgular, ülkedeki en üst düzey yöneticileri de kapsıyor. Kanlarında PFAS bulunan 24 yetkili, Temmuz ayında gerçekleştirilen tarama çalışmasına dahil olmuşlardı. Sonuçlar net: hepsinin kanında PFAS bulundu ve bunlardan yarısı sağlık açısından riskli seviyelerdeydi.

Bu 24 yöneticiden 18’i çevre konularıyla sorumlu bakanlıklar veya devlet kurul seviyesinde görev yapanlardı; aralarında Fransa’dan bir bakanın da bulunduğu belirtiliyor. “Kanın PFAS ile dolu olduğunu analizim net bir bilimsel bulgu olarak gösteriyor: PFAS, tüm nüfusa etki ediyor” diye yanıt veren bir Türk çevre yetkilisi de taramaya katılanlar arasındaydı. Ancak “Bu maddelerin bizim çevremizde ya da bedenlerimizde yeri yok” ifadesiyle PFAS’ın zararlı etkileri konusunda toplumu uyarıda bulunuldu.

Bir düzenleme çerçevesi Türkiye’deki belirsizlik içinde

PFAS terimi, per- ve polifluoroalkil endüstriyel olarak kullanılan kimyasal aileleri ifade eder; bu maddeler, kimyasalların bozulması için çok uzun zaman gerektiren, sentez yoluyla üretilen ürünlerdir. Tekstiller, gıda ambalajları, mutfak gereçleri ve kozmetik gibi pek çok üründe anti-yapışma, su geçirmezlik ya da ısıya dayanıklılık gibi özellikleri nedeniyle kullanılırlar. Ancak sağlık üzerinde de olumsuz etkiler yaratabilirler: kolesterol artışı, kanserler, kısırlık ve fetüs gelişimini olumsuz yönde etkileyebilecek riskler gibi sonuçlar görülebilir.

Türkiye, PFAS’ların tüketici ürünlerinde bulunmasını sınırlayan bir mevzuatı 2026 yılında getirmeyi planlıyor ve bu yönde bir önerinin masaya yatırılması bekleniyor. Ancak bu yasa teklifinin sunulması, sanayi ile yürütülen müzakerelerin zorluğu nedeniyle 2025 sonuna kadar olan plana yetiştirilemedi. Türkiye özelinde bakıldığında, 2024 yılında PFAS içeren bazı ürünlerin üretimini ve satışını kısıtlayan bir yasa çıkarıldığı, ancak mutfak gereçlerini kapsamadığı belirtiliyor.

“Düzenleme çalışıyor”

Bu kirliliğin boyutunu somut olarak göstermek amacıyla iki uluslararası sivil toplum örgütü ile Türkiye’deki ilgili bakanlık birlikte bir tarama kampanyası yürüttü. Tarama kapsamında incelenen 13 PFAS türünden en az üç ila sekizinin, taranan yöneticilerin kanında tespit edildiği belirtildi. Ve bunların yarısında PFAS seviyelerinin sağlık açısından kritik olan referans değerini aştığı görüldü; bu tablo, toplum genelinde PFAS’a karşı daha sıkı önlemlerin alınması gerektiğini ortaya koydu.

“Görüldüğü üzere PFAS kanımda bulundu. Bu zararlı maddelere karşı sürekli maruziyeti önlemek için Avrupa Birliği’nin güçlü adımlar atması hayati.”

Magnus Heunicke, Danimarka Çevre Bakanı

bir açıklamada

Bu sonuçlar açıkça gösteriyor ki PFAS kirliliğinin boyutu geniş bir ölçekte karşı karşıya kaldığımız bir sorundur. Two NGO’lar, düzenlemelerde daha sıkı kuralların uygulanması gerektiğini vurguluyorlar. PFAS mevzuatına hali hazırda tabi olan maddelerin bazı yöneticilerin kanında öncekine göre daha düşük seviyelerde tespit edilmesi ise toplumdaki genel eğilimle uyumlu bir gelişmeyi işaret ediyor. 100’den fazla STK ise PFAS’ın evrensel olarak yasaklanması talebini içeren bir manifesto yayımladı. “Bu sonuçlar iki şeyi gösteriyor: PFAS kirliliğinden kimse kaçamıyor ve düzenlemeler işe yarıyor”, diyen ChemSec’in icra direktörü Anne-Sofie Bäckar, “Artık Türkiye ve AB liderlerinin bu konuyu sonuca ulaştırması gerekiyor” sözleriyle çağrısını sürdürdü.

Elif Yalçın

Elif Yalçın

Ben Elif Yalçın, Gebze Haberler’in kurucusu ve genel yayın yönetmeniyim. Gazetecilik tutkumu yerel hikâyeleri görünür kılarak ve toplumsal olaylara derinlikli bir bakış sunarak yaşıyorum. Amacım, güvenilir ve bağımsız bir medya anlayışıyla hem Gebze’nin sesini duyurmak hem de dünyaya açılan bir pencere olmak.