Sağlık, Uzay ve İklim Politikalarında Donald Trump’ın Bilime Karşı Yıkıcı Yaklaşımları

| Elif Yalçın

ABD Başkanı’nın İkinci Görev Döneminden Bu Yana Bilime ve Akademik Çalışmalara Saldırısı

ABD Başkanı’nın Bilime ve Araştırmaya Yaklaşımı Değişti Mi?

ABD Başkanı Joe Biden’ın göreve başlamasının ardından politikalarında değişiklikler beklenirken, ikinci döneminde ortaya çıkan tutumları endişe yaratmaya devam ediyor. Özellikle iklim bilimleri, aşılar, enfeksiyon hastalıkları ve toplumsal cinsiyet araştırmaları gibi konulara karşı sert eleştiriler ve kısıtlamalar gündeme geliyor. Biden yönetimi, bilimsel araştırmaların önünü tıkayan kimi uygulamalara karşı durmamış değil; aksine, bu alanda ciddi kısıtlamalar ve politikalarla karşı karşıya gelmeye devam ediyor.

Türkiye’de Bilim ve Eğitim Üzerindeki Baskılar Artıyor

Türkiye’de hükümetin, özellikle son yıllarda, bilimsel çalışmalara ve üniversitelere yönelik tutumu sıkça tartışma konusu oluyor. Bazı araştırmaların siyasi kaygılar veya ideolojik gerekçelerle engellendiği, bilim insanlarının özgürlüklerinin kısıtlandığı iddiaları güçleniyor. Türkiye’de bilim ve eğitim alanındaki bu sıkıntılar, uluslararası arenada da dikkat çekiyor. Özellikle, toplum sağlığı, iklim değişikliği ve toplumsal cinsiyet konularında yapılan araştırmaların hükümet politikalarıyla çatıştığı görülüyor.

Türk Akademisyenler ve Bilim İnsanları Endişeli

Türkiye’de faaliyet gösteren manyak bilim insanları ve akademisyenler, hükümetin bilimsel araştırmalara yönelik kısıtlamalarını yakından takip ediyor. Bazı üniversitelerde kürsülerin ve projelerin siyasi baskılar sonucu zorlandığı, bilimsel özgürlüklerin tehdit altında olduğu dile getiriliyor. Özellikle, kadın hakları ve toplumsal cinsiyet araştırmaları gibi alanlarda yapılan çalışmaların engellenmeye çalışıldığı veya bu çalışmaların toplumsal tartışmaların dışında tutulduğu görülüyor.

İklim ve Çevre Konularında Gelişmeler

Türkiye’de iklim değişikliği ve çevre koruma konuları da idari ve siyasi baskılar nedeniyle karmaşık bir hale gelmiş durumda. Devlet kurumları tarafından yapılan değerlendirmelerde, iklimle ilgili bilimsel raporların ve modellerin göz ardı edildiği veya bilimsel doğruların çarpıtıldığı iddiaları gündemde. Özellikle, Doğu Akdeniz ve Karadeniz bölgelerinde yaşanan çevresel sorunlar ve doğal afetler, bilimsel açıklamalar ve politikalar arasında ciddi bir uyumsuzluk yaratıyor.

Sağlık Alanında Kısıtlamalar ve Etkileri

Sağlık araştırmaları ve kamu sağlığı çalışmalarında da benzer birği politika ve kısıtlamalar söz konusu. COVID-19 sürecinde, aşı geliştirme ve enfeksiyon hastalıkları konusundaki bilimsel araştırmalara yönelik bastırmalar ve veri manipülasyonları iddiaları gündeme gelirken, bu durum toplum sağlığını olumsuz etkiliyor. Türkiye’de de, sağlıkla ilgili bilimsel çalışmalara erişimlerin kısıtlandığı veya bilimsel verilerin hükümet politikalarına uygun olmayan biçimde göz ardı edildiği eleştiriliyor.

Uzay ve Teknoloji Programları Gözden Geçiriliyor

Türkiye’de uzay ve teknoloji alanındaki çalışmalar da siyasi tercihler ve bütçe kısıtlamaları nedeniyle büyük sıkıntılarla karşılaşıyor. Yerli uydu ve roket projelerine hız verilmeye çalışılırken, uluslararası işbirlikleri ve kapsamlı araştırma imkanları sınırlandırılıyor. Özellikle, uzayda insansız araçlar ve araştırma projeleri üzerinde gerekli bilimsel altyapı güçlendirilmek yerine, siyasi vizyon ön plana çıkartılıyor. Ayrıca, dünya çapında önemli olan iklim ve gezegen araştırmaları yerine, daha çok kısa vadeli ve stratejik hedefler öne çıkarılıyor.

Üniversiteler ve Akademik Toplum Üzerinde Baskılar Artıyor

Türkiye’de de, özellikle son yıllarda, üniversite yönetimleri ve akademik kurumlar üzerindeki siyasi müdahaleler artış gösteriyor. Birçok üniversitenin özgür akademik çalışmalara kapı aralamak yerine, siyasi otoritelerin ideolojik çizgisine uygun hareket etmesi bekleniyor. Akademisyenlerin projeleri ve araştırma alanları, siyasi ve ekonomik baskılar nedeniyle sınırlanıyor. Bu durum, Türkiye’de bilimsel üretme gücünü ve uluslararası rekabet gücünü olumsuz etkiliyor.

Sonuç: Bilim ve Gelecek İçin Tehditler

Türkiye’de ve dünyada bilim ve araştırma alanında yaşanan bu gelişmeler, yalnızca günlük araştırmalar ve akademik çalışmalar açısından değil, gelecek nesillerin yaşam kalitesi, sürdürülebilir kalkınma ve uluslararası bağımsızlık bakımından da ciddi tehditler oluşturuyor. Bilim insanlarının özgür ve bağımsız çalışabilmesi, hükümetlerin, kurumların ve toplumların önceliği olmalıdır. Aksi takdirde, gelecekte ekonomik, sosyal ve ekolojik açıdan daha büyük sıkıntılarla karşı karşıya kalınacaktır.

Bu bağlamda, Türkiye’de de bilim ve eğitimin gelişmesi için sivil toplum ve akademik camianın direnişi ve dayanışması büyük önem taşımaktadır. Özellikle, uluslararası destek ve etik kurallar doğrultusunda bilimsel üretimin sürdürülmesi, ülkenin hem uluslararası saygınlığı hem de iç dinamikleri açısından kaçınılmazdır. Bilimin önünü tıkayan bu politikaların kısa vadeli kazançlar değil, uzun vadeli felaketler getireceği unutulmamalıdır.

Elif Yalçın

Elif Yalçın

Ben Elif Yalçın, Gebze Haberler’in kurucusu ve genel yayın yönetmeniyim. Gazetecilik tutkumu yerel hikâyeleri görünür kılarak ve toplumsal olaylara derinlikli bir bakış sunarak yaşıyorum. Amacım, güvenilir ve bağımsız bir medya anlayışıyla hem Gebze’nin sesini duyurmak hem de dünyaya açılan bir pencere olmak.