Bu uydu Dünya’ya ne kadar yaklaşabilir ve risk düzeyi nedir?
Türkiye İnsansız Uzay Programı’nın gelişimi ve uzay çalışmalarının hız kazanmasıyla birlikte, son günlerde gündemi meşgul eden önemli bir konu öne çıktı: Uzayda bulunan eski uydu ve parçalarının Dünya atmosferine dönüş olasılığı. Aerospatium dergisinin genel yayın yönetmeni Stefan Barensky, bu konuda yapılan açıklamalarda, Dünya’ya düşüş olasılıklarının oldukça düşük olduğunu, hatta yerleşim alanlarına yakın bölgelerde gerçekleşme şansının çok az olduğunu vurguluyor.
Uydu ne zaman ve nasıl Dünya’ya dönüyor?
Soğuk savaş dönemi Sovyetler Birliği’nin uzay yarışındaki önemli adımlarından biri olan ve 1972 yılında fırlatılan “Cosmos 482” adlı uydu, yaklaşık 50 yıl sonra Dünya’ya doğru alçalmaya başladı. Bu eski uydu, birkaç kez Dünya etrafında tur attıktan sonra, 10 ve 11 Mayıs hafta sonunda atmosfere giriş yaparak Dünya yüzeyine doğru düşüş gerçekleştirecek. Bu uydu, “Soyuz” tarzı bir kapsül olup, yaklaşık 500 kilogramlık ve 1 metre çapında bir modülden oluşuyor. Stefan Barensky, uyduyun yörüngedeki seyrinin kritik aşamasında, Fransa ve Avrupa’nın en yoğun nüfuslu bölgelerine yakın bölgeler üzerinde geçeceğini belirtiyor.
Atmosfere giriş ve parçalanma olasılığı
Uzmanlar, uyduyun atmosfer girişinde karşılaşacağı hava direncine ve ısınmaya karşı ne kadar dayanıklı olacağı konusunda bazı varsayımlarda bulunuyor. Stefan Barensky’e göre, uydu yüksek hızda atmosferle etkileşime girerken, uygun ısı direnç yapısı ve çeper dayanıklılığı sayesinde, parçalanma ve büyük kafa karışıklıklarının önüne geçilebilir. Bu tür uzay cismlerinin, “üstün hızda” yani supersonik hızda atmosferden geçerken, büyük bir kırılma veya parçalanma olasılığı yüksek olsa da, yaklaşık 500 kilogramlık modüllerin büyük bir kısmı, kontrollü bir şekilde atmosfere giriş yaparak önemli oranda yanar veya dağılır.
Ülkelerin ve uluslararası hukukun rolü
Uluslararası arenada, bu tür uydu parçalarının Dünya yüzeyine kontrollü inişlerini düzenlemek üzere çeşitli yasal düzenlemeler bulunuyor. Fransa, bu konuda öncü ülkelerden biri olarak, uzay operasyonları sırasında, gönderdikleri tüm nesnelerin kontrollü bir biçimde Dünya’ya dönüşünü sağlamak zorunda olduğunu belirleyen kanunlar çıkararak, uzay çöplerinin kontrolsüz düşüşü riskine karşı öncülük ediyor. Bu yasal düzenlemeleri, Avrupa Birliği ve diğer gelişmiş ülkeler de takip ediyor. Ancak, kontrolsüz bir düşüş gerçekleşmesi halinde, uluslararası hukuk kapsamında üçüncü ülkelerin devreye girmesi ve müdahale olasılıkları ciddi diplomatik krizler doğurabilir. Stefan Barensky, bu durumu şaka yollu, “bu durumda bir ülke, söz konusu uzay cismi nedeniyle savaş ilan etmek zorunda kalabilir” sözleriyle dile getiriyor.
Olası risk ve güvenlik önlemleri
İşte bu nedenle, özellikle uzmanlar ve devlet yetkilileri, bu tür uydu ve parçaların atmosferden kontrollü bir şekilde döndürülmesine büyük önem veriyor. Türkiye de uzay ajansları ve uluslararası kuruluşlar aracılığıyla bu tür riski önlemek amacıyla çalışmalarını sürdürmektedir. Kapsamlı bir planlama ve denetim mekanizmasıyla, olası tehlikelerin azaltılması hedefleniyor. Ayrıca, meteorolojik ve jeopolitik gelişmeler de göz önünde bulundurularak, herhangi bir tahmin dışı gelişme halinde alınacak önlemler belirleniyor.
Sonuç olarak
Özetle, Dünya’ya doğru alçalan bu eski uyduyun, büyük olasılıkla yerleşim alanlarına düşme ihtimalinin oldukça düşük olduğu belirtiliyor. Uzmanlar, büyük bir hızla atmosferle temas eden uydu parçalarının büyük bölümünün yanıp yok olacağını öngörüyor. Buna rağmen, uluslararası hukuki çerçevede ve ulusal güvenlik politikaları kapsamında, bu tür potansiyel risklerin yönetimi son derece önemli. Türkiye’nin de uzay çalışmalarını ve bu konudaki yasal altyapısını güçlendirmesi, olası risklerin minimize edilmesinde büyük rol oynayacaktır.





